25 Aralık 2008 Perşembe

Ambalaj Malzemelerinde Kullanılan Test Metotları

Ambalaj Malzemelerinde Kullanılan Test Metotları

03.01. Mekanik Direnç Ve Uzama Testi

Malzemeler, yapılarına, işlenme tekniklerine ve kullanıldıkları çevre koşullarına göre değişen mekanik özellikler gösterirler.

Viskoelastisite

Elastik deformasyon: Bir malzemeye bir dış kuvvet uygulandığı zaman malzeme şekil ve boyut değiştirerek cevap verir. Eğer uygulanan kuvvet kaldırıldığında malzeme ilk haline dönüyorsa bu deformasyon �ideal elastik deformasyon� olarak tanımlanır.

Viskoz deformasyon: Viskoz (tersinmez) deformasyon akış halini ifade eder. Burada uygulanan kuvvetin etkisi ile yapıdaki moleküller birbiri üzerinden kayarak tersinmez olarak yer değiştirirler, akarlar.

Mekanik Direnç Testleri:

a. Gerilim-Gerinim Testi

Malzemeye, gerinim sabit tutularak, değişken bir kuvvet uygulanarak yapılır. Gerilim-gerinim eğrilerinin saptanması ile ilgili standartlaşmış çekme testleri vardır. Çekme testlerinde standartlara uygun boyut ve biçimde hazırlanan malzeme örnekleri bir taraftan tutulur, diğer taraftan sabit hızla çekilir. Test sonucu olarak Gerilim-Gerinim grafiği çizilir.


Şekil 1. Gerilim-Gerinim grafiği

Eğrinin EA bölümü doğrusaldır ve malzemede elastik deformasyonu temsil eder. Bu doğrunun eğimi malzemenin sertliğini gösteren Young modülünü; doğrunun altında kalan alan da malzemenin kalıcı deformasyona uğramadan absorblayabileceği enerji miktarını verir.

AC bölgesinde viskoelastik deformasyon görülmektedir. Malzemede az da olsa deformasyon oluşmuştur. CD bölgesinde görülebileceği gibi, uygulanan gerilim değişmeden malzeme uzamaktadır. �Plastik akma� olarak tanımlanan bu olay plastik malzemelerde gözlemlenen bir deformasyondur. Fiberler ve elastomerlerde akma veriminde, akma olmaksızın kopma gözlenir.

Şekil 2. Uzama olmadan kopma gözlenen bir yapı.

b. Gevşeme Testi

Gevşeme testi, sabit uzamada tutulan malzemede gerilimin zamanla azalmasını ölçen bir testtir. Bu test, deneysel zorluklar ve hata olasılığının fazla olması nedeniyle pratik yönden çok kullanışlı değildir.

Şekil 3. Gevşeme testinde gerinim-zaman grafiği

c. Sürünme Testi

Sürünme, sabit statik yük altında malzemelerde uzun dönem kalıcı deformasyonları temsil eden bir özelliktir.

Şekil 4. Sürünme-Zaman Grafiği

Deformasyon zamanla artar. Sürünme modülü, malzemenin sertliğinin zaman içinde değişimini gösteren bir parametre olup uygulanan gerilimin herhangi bir anda gerinime oranıdır ve zamanla değişir.

03.02. Oksijen ve Aroma Maddeleri Geçirgenlik Testleri

03.02.01. Oksijen Geçirgenliği

Oksijen, su, karbondioksit ve aroma ürünün kalitesi açısından önemli bileşenlerdir. Bu bileşenler paketin içine taşındığı zaman veya başka paketlere geçtiği zaman ürünün kalitesi düşer ve raf ömrü kısalır.

Geçirgenlikte genel olarak 3 farklı olay aynı anda gerçekleşir:

1) Çözünürlük: Polimere penetrasyon olur.

2) Difüzyon: Polimere boyunca penetrasyon olur.

3) Desorpsiyon: Polimerden evaporasyon olur.

Geçirgenlik bu üç parametrenin toplamından oluşur ve genel olarak �geçirgenlik hızı� terimi ile ifade edilir.

Ambalaj materyaline doğru olan geçirgenlik hızı 5 faktöre bağlıdır. Bunlar:

· Materyal kalınlığı

· Bağıl nem

· Sıcaklık

· Süre

· Basınç

Geçirgenlikle ilgili olarak kullanılan öncü metodlar su buharı geçirgenliği ile ilgiliydi. 1940 larda Wet Cup Test denilen ve atmosfere açık (kuru hava olan) bulunan kaptaki suyun ağırlığındaki azalma ile su buharı geçirgenliğine bakılmaktaydı. Ancak metodun uzun sürmesi ve kontrolünün zor olması gibi nedenlerle daha kullanışlı test yöntemleri geliştirildi. Bu yöntemlerle daha hızlı ve bilgisayar kontrollü, kesin sonuçlar alınmaktadır.

Oksijen Geçirgenlik Testleri

Oksijen genel olarak aromanın, tekstürün, rengin, besin değerinin ve raf ömrünün �hırsızı� olarak tanımlanmış ve geçirgenliğinin ölçülmesinin önemli olduğu vurgulanmıştır. Oksijen geçirgenliğini ölçmede birçok yöntem kullanılmaktadır:

a.Volumetrik Metodlar

a. 1. Değişen Basınç Metodu

Bu metod Barrer�in çalışması olarak yaygınlaşmıştır ve genellikle �time-lag� metodu olarak bilinmektedir. Bu metotta polimer film bir hücre içerisine konuluyor ve bir tarafından oksijen geçirilir. Belirli bir zaman sonra gazın geçişi ile basınçta bir düşme belirir ve bu basınç düşmesine bağımlı olarak geçirgenlik bulunur. Kullanılan eşitlik ise şöyledir:

P: geçirgenlik, DQ: akış hızı, L: ortalama kalınlık, Dt: süre, A: alan, P: gazın basıncı

Tüm bu olayların oluşumu iletim sistemi ile izlenip, gerekli bilgiler kaydedilerek işlem yapılır. Bunun dışında kütle spektrofotometresi kullanılarak da geçirgenlik ölçümü yapılabilir.

a.2. Değişen Hacim Metodu

Bu metod gazın polimer filme doğru akış hızının oldukça duyarlı bir akış ölçerle ölçülmesi ilkesine dayanır. Akış ölçer çok duyarlı olmalıdır, çünkü bu metod ile geçirgenliği az olan film materyallerini test etmek oldukça zordur.

b. Gravimetrik Metod

Bu metodlar ilk olarak su buharı geçirgenliğini ölçmede kullanılmış ve sudaki ağırlık kaybı zamanın bir fonksiyonu olarak ölçülmüştür. Ürünün bulunduğu plastik ambalaj malzemesi deney ortamında asılı durumda tutularak bir süre sonraki ağırlık artışına bakılarak gazın ne kadar transfer olduğu belirlenir. Metod kendi içerisinde oldukça sade ve basit olduğu halde deney koşullarında birisinin çok az da olsa değişmesi ile oldukça karmaşık hale gelebiliyor.

c. Diferansiyel Metod

Bu metotta da gazın akış hızının bir dedektör (gaz kromatografisi, kütle spektrofotometresi gibi) kullanılarak zamana karşı ölçümü temel alınır. Gaz, polimer filmin bir tarafından geçirilirken dedektör tarafından verilen sinyallerle zamana karşı grafik çizilerek absorpsiyon ve desorpsiyona bakılır. Bu metotta ise geçirgenlik şöyle ifade ediliyor:

P: geçirgenlik, f: akış hızı, s: dedektör duyarlılığı, k: moleküler faktör, a : dedektör şiddeti, L :film kalınlığı, S¥: yatışkın durum sinyal koşulu, A: alan, p: gazın basıncı

Çözünürlüğün Ölçülmesi

Bu metotta gazın çözünürlüğünün ölçümü için basınç düşmesi metodunu kullanmak daha doğru sonuçlar elde edilmesini sağlar. Basınç düşmesi ölçümü; tek-hacimli ve çift-hacimli olarak sınıflandırılan aletlerle yapılır.

03.02.02. Aroma Maddeleri Geçirgenliği

Üründeki aroma maddeleri kendilerini taşıyan gazlarla birlikte ambalaj materyaline doğru ilerleyerek uzaklaşırlar. Aroma geçirgenliği ilk başta ambalaj materyaline doğru, yüksek konsantrasyonlu yerden absorpsiyon ile, iç kısımlardan yüzeye taşınarak ve son olarak da desorpsiyon ile düşük konsantrasyonlu yerlerden olur. Aroma kaybı difüzyon ile çözünürlüğün kombine etkisi ile gerçekleşir. Öncelikle hangi bileşenlerin ambalaj içerisinde çözündüğü belirlenir. Taşıyıcı olan gaz veya test akışkanı sabit sıcaklıkta sorpsiyon/desorpsiyon odasına gönderilir. Buradan da bir dedektör yardımıyla absorbe veya desorbe olma miktarı ölçülür. Genel olarak gaz kromatografisi ve kütle spektrofotometresi kullanılır.

03.03. Çarpma Direnci

Polimerik malzemelerin ani bir darbe şeklinde gelen çarpmaya karşı dirençleri önemli bir mekanik özelliktir. Polimerik malzemelerde çarpma iki şekilde olur:

1. Kırılgan Kırılma

Çarpma enerjisini yapı içinde dağıtamayan, başka bir ifadeyle enerji absorblama yeteneği düşük olan polimerler (camsı geçiş sıcaklığının altındaki amorf polimerler) kırılgan kırılma gösterirler. Bu tür kırılmada kırılmış yüzeyler düzgündür ve önemli bir deformasyon gözlenmez.

2. Kırılgan Olmayan Kırılma

Yüksek yoğunluklu polietilen ve polipropilen gibi camsı geçiş sıcaklığının çok altında olan polimerler ise çarpma enerjisini yapı içinde kolayca dağıtırlar, dolayısıyla fazla miktarda enerji absorblayabilirler. Bu tür polimerlerde çarpma ile kırılma kırılgan değildir. Kırılmış yüzeylerde önemli deformasyon gözlenir.

Çarpma dayanıklılığı testleri polimerlerin ani darbe şeklinde yük etkisi ile kırılgan kırılmalarını ölçer. Kırılgan olmayan kırılmada ölçüm yapmak zordur. Bu bakımdan çarpma testlerinde kırılgan kırılmayı sağlayacak önlemler alınmalıdır.

ÇARPMA DİRENCİ TESTİNİN YAPILIŞI

Çarpma testlerinde genellikle levha halinde polimerik malzemeler kullanılır. Kırılgan kırılmayı sağlamak üzere levhada bir çentik açılır. Levha uygun bir sistemde sabit tutulur ve sivri uçlu bir sarkaç belli yüksekliklerden (uygulanan yükün değiştirilmesi için) bırakılarak ani darbe yapılır ve kırılma için gerekli yük ölçülür.

Burada çentik sarkacın çarpması sonucu oluşan çarpma enerjisini üç boyutlu olarak lokalize eder ve kırılgan kırılmayı sağlar. Çentik derinliği ve çentik ucu yarıçapı, çarpma direncini etkileyen iki önemli parametredir. Yarıçap arttıkça çarpma direnci birçok polimer için önemli oranda artar.

Sıcaklığın da çarpma direncine önemli etkisi vardır. Polimerik malzemeler genellikle oda sıcaklığında (yaklaşık 20°C) test edilirler. Ancak, çevre koşullarına göre değişik sıcaklıklarda çarpmaya maruz kalabilirler. Bu bakımdan değişik sıcaklıklardaki çarpma dirençlerinin bilinmesi gerekir. Polimerlerde sıcaklıkla çarpma direnci önemli oranda artmakta, bazılarında ise ya çok az artmakta ya da değişmemektedir.

Polimerik malzemelerin çarpma dirençleri karşılaştırılırken test koşullarının, özellikle çentik boyutları ve sıcaklığın bilinmesi ve bu iki parametrenin birbirine göre değiştiği durumlarda karşılaştırma yapılması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder